Beyninizi Yakabilecek "5" Kitap Önerisi



Selamlarr :) Bugünkü yazımda sizlere birbirinden farklı beyin yakan beş tane kitap önereceğim. Hepsini severek okudum ama minnoş beynim biraz zorlandı :)) O zaman önerilere uçalım.


OLASILIKSIZ, ADAM FAWER



Muhtemelen ya okumuşsunuzdur ya da bir yer de denk gelmişsinizdir bu kitaba (İlk defa bu blogda gördüyseniz yorumlara bekliyorum:))
Adam Fawer öyle bir yazar ki daha kitabın başında size neler oluyor dedirtmeyi başarıyor. Ama beyniniz yansa da hipnoz olmuş bir şekilde okumaya devam ediyorsunuz. Hatta ve hatta arka kapak yazısını okuyunca bile kafanız karışacaktır muhtemelen. İlginç:)) 

# Arka Kapak #

 Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi?

Siz hiç Loto'da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar bizden daha mı şanslılar?

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir 
Deja Vu; geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz?


YARIM DÜNYA, HİROMİ GOTO



Bu kitabı ilginç kılan şey olayın farklı farklı dünyalar da geçiyor olması. Fantastik bir kitap olmasına rağmen alışılmışın dışında bir kitap. Eh sonuçta Japonlardan bahsediyoruz burada :)) 

# Arka Kapak #

Sevgi dolu ama ihmalkar bir annenin tek kızı olan Melanie Tamaki çevrede pek rağbet görmeyen bir çocuktur. Fakat bir okuldan eve dönüp annesinin ortadan kaybolduğunu fark etmesiyle tüm hayatı değişir: Bay Tutkal adlı pespaye bir yaratık onu Yarım Dünya'ya götürmüştür. Böylece Melanie annesini kurtarmak üzere Yarım Dünya'ya doğru zorlu ve karanlık bir yolculuğa çıkar.


UÇAN MABET, ÇİĞDEM ERKAL


Çok farklı kurgusu olan bir kitap. Kitap hem fantastik hem de bilimkurgu türünde.
En çok ilgi çeken yanı ise yazarının Türk ve yazarın ilk kitabı olması. Böyle söyledim diye ne var kardeşim Türkler bilimkurgu yazamaz mı demeyin. Aksine Türk yazarlara bu tür kitaplarda ön yargı ile yaklaşıldığı için özellikle belirtiyorum. Her neyse ön yargıyı bırakalım ve bu kitaba bir şans verelim.

# Arka Kapak #

Uçan Mabet, Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi serisinden Ursula K. Le Guin’in Yerdeniz’ine kadar dünya edebiyatının önde gelen fantastik ve bilimkurgu eserlerini dilimize kazandıran Çiğdem Erkal’ın ilk romanı.

Yaşadığımız dünyaya hiç benzemeyen ama içinde kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz bir gezegenin, duygularını kaybetmiş bir halkın ve bir şeylerin yanlış gittiğine inanan bir avuç insanın hikâyesini anlatıyor Çiğdem Erkal.

Kişisel bir öykünün paralelinde, tarihin çarpıtılması sebebiyle özünü kaybeden bir halka yardım etmek isteyen insanların mücadelesini distopik öğelerle kaleme alan Çiğdem Erkal’ın, edebi birikimini satır satır aktardığı roman hem fantastik hem de bilimkurgu okurları için tatmin edici bir okuma vadediyor.

“Taşın makamını yakala. Sen bir katunkızsın, müzik nedir bilirsin. Taşın makamını yakala. Taş, ışıkların bir kısmını geçirip, bir kısmını geçirmez. Taştan geçen ışık yedi renk olur, yedi renk de yedi ses. Taşın makamını yakala. Söylediği şarkıyı dinle. O bıkmadan usanmadan söylüyor şarkısını, bir gün, olur da birileri dinler diye.”


BENİ BUL, J. S. MONROE


Psikolojik gerilim seviyorsanız, sevebileceğinizi düşündüğüm bir kitap. Aslında ismini ve arka kapağını okuyunca klişe bir kitap gibi gözüküyor, yani bana öyle gözüktü. Ama okuyunca derin araştırmalar sonucu oluşturulmuş bir kitap çıkıyor karşımıza.

# Arka Kapak #

Dünya yörüngesinden çıkarsa 
gideceğimi söylediğim yerde benimle buluş. 
O yeri hatırlıyor musun Jar?
Adını buraya yazma riskini göze alamam.

Rosa, tam beş yıl önce karanlık bir gecede iskelenin en uç noktasına doğru yürüdü. Bir süre girdap yapan derin suları izledi. Sonra da kendini o derinliğe bıraktı. Umut vadeden bir Cambridge öğrencisiydi. Babasını kısa süre önce kaybetmişti. Ölümü trajikti ama beklenmedik değildi.

Yetkililer Rosa'nın intihar ettiğine karar verdiler. Ancak Rosa'nın erkek arkadaşı Jar, buna inanmıyordu. Yıllar boyunca her yerde onu gördü -istasyonda beklerken önünden geçen trenin cam kenarı koltuklarından birinde... Gittiği her yerde yanındaydı Rosa. Aradan geçen yıllar Jar'ı Rosa'nın ölmediğini kanıtlamak konusunda neredeyse takıntılı birine dönüştürdü. Herkes onun paranoyak olduğunu düşünüyordu. Ta ki bir gün Jar, Rosa'nın adresinden gönderilen o e-postayı alana dek:

Beni bul Jar. Beni bul, onlar bulmadan önce...



4. MAYMUN, J. D. BARKER


Son önermek istediğim kitabın da arka kapak yazısını yazmadan önce kitabın polisiye, cinayet romanı olduğunu şiddetle belirtmek istiyorum. Cinayet sahnelerine çok ayrıntılı yer verilmiş ve bu da mide bulandırıyor. Yani ayrıntılıdan kastım vahşet tamamen gözünüzde canlanıyor. O yüzden baştan uyarmak istedim. Ve tabi ki 18 yaş altıysanız da asla önermiyorum, sorumluluk da kabul etmiyorum. Sonra gelip de vay efendim benim rüyalarıma giriyor korktum falan demeyin :))

# Arka Kapak #

Annem ve babam elleri birbirine kenetli, gözlerinde aşkla, yaşlı bir ağacın gölgesinden beni seyrederlerken, ben diğer çocuklarla oynardım. Bir top ya da frizbinin peşinden koştururken annemle babamın şakalaşıp gülüştüklerini duyardım. "Bana bakın! Bana bakın!" diye seslenirdim. Bakarlardı. Ailelerin çocuklarını seyrettikleri gibi beni seyrederlerdi. Beni gururla izlerlerdi. Oğulları, neşeleri... Geriye dönüp o yaşlarıma bakıyorum da... O ağacın altında ikisi de gülümserken onlara bakardım. Boğazlarının bir kulaktan diğerine kadar kesik olduğunu hayal ederdim, açık yaradan kan fışkırıyor ve o fışkıran kan önlerindeki çimenlerin arasında birikiyordu. Gülerdim, kalbim güm güm atardı, çok gülerdim

Tabii ki bu yıllar önceydi, 
ancak elbette bunun başladığı yıllar o yıllardı.



Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Olasılıksız ve Yarım Dünyayı ben de okudum ve çok beğendim ve herkese tavsiye ederim. Bu demek oluyorki en kısa zaman da diğer üç kitabı da okumalıyım.😁😁

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

PERVANE - GÜLSEN KILIÇASLAN

KUM - HUGH HOWEY